Son dönemlerde gündemdeki konulara bakıldığında hep aynı soru aklıma geliyor.
Birileri düğmeye mi bastı?
Bir yandan suriye, bir yandan Libya derken dikkat edildiğinde petrol kaynakları zengin olan tüm topraklarda bir kargaşa sözkonusu. Irakta ki yangın henüz sönmeden etrafında da yangınlar çıkmaya başladı. Türkiye ise bu yangının ortasında bırakılacak gibi…
Tümünün hemen hemen aynı dönemlerde gündeme gelmesi, akıllara aynı sorunun gelmesine sebep oluyor. İsrail atına çelikten zırh olarak Amerikayı almış önüne kim gelirse insanlık dışı bir biçimde katletmeye başladı.
Onlara sorsak haçlı seferleri. Hatta bir ibadet… Ölen her bir müslüman onlar için sevap kazandırıyor. Çocuk olmuş, hamile bir kadın olmuş, yaşlı olmuş, genç olmuş…. hiç farketmez. Ölen bir müslüman ise ibadetini yerine getirmiştir demektir.
Peki soruyorum…. Hangi Hangi Hangi kitapta yazıyor bu?
Kur’an-ı Kerim demi?, İncil demi?, Tevratta mı?, Zebur damı? yoksa pentagonun stratejik planlamalarında mı?
İsrail Amerika tarafından kullanıldığını ne zaman anlayacak çok merak ediyorum. Iraktaki katliamlardan sonra dünyadan oldukça fazla tepki alan Amerika akıllandı. Artık tetikçi olarak İsraili kullanıyor…
Su testisi; su yolunda kırılır.
Demiş atalarımız. Çekemedikleri de bu ya. Atalarımızı çekemiyorlar. Atalarımızın gittiği yoldan bizleri saptırmak için pisikolojik faaliyetlerde bulunyorlar. Onlar da biliyor. Hiç bir Türk teslim olmaz. Hiç bir Türk özgürlüğünden ödün vermez…. Gerçekten Türk olan Türk, kanının son damlasına kadar bu vatan için mücadele verir.
İçimize sızmış, Amerika ve İsrailin köpeklerinin vaadlerine ve ülkenin parçalanma tehdilerine ne kadar aldırış etmezsek, onları ne kadar duymamazlıktan gelirsek, kervanımız rahat ve huzurlu bir şekilde yürümeye devam edecektir. Ne demişler?
İt ürür, kervan yürür…..
Ürsünler. Kurdun sesi ne kadar çıkarsa çıksın, aslan kadar kükreyemez… Onlar bize aslanlığımızı unutturmaya çalışıyorlar. Bir kedinin fareden ürkmesi misali ürkütmeye çalışıyorlar.
Soruyorum size….
Bu ülke neden karışsın ki?
Neden bölünsün ki?
Zaten bölünmemişmiyiz.? Alevimiz, sünnimiz, lazımız çerkezimiz, kürdümüz… zaten hep biraradayız. Hem bir aradayız, hem bölünmüş durumdayız. Kimsenin kimseye karıştığı yok. Herkes işinde gücünde….
Değil mi??? Değil mi? Değil mi?…..
Şikayeti olanlar, elindeki nimetlerin kıymetini bilmeyenler. Şükretmesini bilmeyenler. 18 martta sadece üzüm hoşafı içerek savaşı kazanan atalarımızı düşünmeyenler…. Benciller….!!! Rahatça söylüyorum. Bencilsiniz. Sadece ve sadece kendinizi düşünüyorsunuz…..
Ya herşeyi bir kenara bırakalım… Özgür değil miyiz? Daha ötesi ne??? Şu ülkede diyecek olan var mı “Ben özgür değilim” diyebilecek. Eminim diyen çıkacaktır Özgrülüklerinin farkında olmayan şahıslar….
En başta bahsettiğim gibi….
Birileri düğmeye bastı…!!!
Onların istediğini yaparsak. Yani karkagaşa varmış gibi davranırsak, bölüneceğiz korkusunu yaşarsak, itlerin önüne kemik atmış güçlenmelerini sağlayacağız. Çoğalırlarsa kervanımızı yürütemeyiz….
Atalarımızın sözünü tekrarlayarak yazımı sonlandırıyorum.
İt ürür, kervan yürür…..
Ne oldum, ne olmuştum değil ne olacağız diyerek artık ufkumuzu görmeye çalışmalıyız….